Cinsi, yaşı farketmeksizin Türkiye’de üretilen ve işlenen cevize yerli ceviz denir. A.B.D., Şili ve Çin gibi ülkelerden büyük miktarda ithal ceviz ülkemize gelmektedir. Ceviz Üreticileri Derneği Türkiye’de tüketilen cevizin en az üçte ikisinin ithalatla karşılandığına dikkat çekiyor. Bu veriler doğrultsunda bugün çarşıda, pazarda ve marketlerde gördüğümüz cevizlerin %70’inin ithal olduğunu söyleyebiliriz.

Her meyve ve sebzede olduğu gibi cevizin de taze tüketilmesi en büyük lezzet ve sağlık kriteridir.  Kıtalararası ülkerlerden ithal edilen cevizler uzun süren nakliye ve gümrükleme süreçlerinde klimasız ve kontrolsüz ortamlarda beklemek zorunda kalırlar. Özellikle 40C üstü sıcalıklar cevizin yağ içeriğine zarar vererek acı bir tat oluşmasına neden olur. Bir başka önemli konuda gümrükleme ve nakliye sırasında konteyner içindeki cevizlerin kimyasal fumigasyon yani kimyasal yöntemlerle bakterilerinden arındırma işlemine tabi tutulma zorunluluğudur. Tüm bu kimyasal işlemler ve kötü depolama şartları cevizin doğallığına zarar verir ve ciddi oranda lezzet ve kalite kaybetmesine neden olur. Lezzetli bir cevizin önemli bir kriteri de iç ceviz nem oranıdır. Lezzetli bir cevizde %8 olması gereken bu oran ithal cevizlerde %4'tür. Uluslararası uzun nakliye süreçlerinde bozulmadan dayanabilmesi için ithal cevizler daha fazla kurutularak işlenir. Bu yüzden lezzetinden ödün vermek zorunda kalırlar.   

Halbuki yerli üreticeden alacağınız taptaze, yeni hasat ceviz tüm lezzeti ve sağlığı ile sofranıza en kısa sürede ulaşacaktır. Ayrıca unutmayın ki cevizin anavatanı  Şili ya da A.B.D değil, Türkiye’dir.